Türklerin Kocaeli yarımadasındaki kaleleri alarak Boğazca inmeleri
Bizans İmparatorluğu’nu telâşa düşürdü. Hem zabt edilen kaleleri geri almak ve
hem de epey zamandan beri muhasara edilmekte olan İznik’i kurtarmak için Bizans
imparatoru, III. Andronikos gizlice hazırlıkta bulunarak Rumeli'den getirttiği
iki bin kişilik kuvvete İstanbul ve etrafından da kuvvet katarak bunlarla
beraber Anadolu yakasına Üsküdar’a geçmiştir. III. Andronikos (Genç) 1329
mayısında Orhan'ın üzerine yürüyüp kendisine sahilde Flokren kasabasını karargâh yapmıştı.
Bunu haber alan Orhan Bey İznik muhasarasına bir miktar asker
bırakarak seçme sekiz bin mevcutlu kuvvetlerinin başında olarak Pelekanon mevkiinde bizzat İmparatorun
kumandasındaki Bizans kuvvetleriyle çarpıştı. Akşam olmuştu, geceleyin
muharebeye devamın tehlikeli olduğunu gören İmparator ordugâhına döndüğü sırada
bu vaziyeti gören Orhan'ın fırsatı kaçırmayarak şiddetle taarruza geçmesi
üzerine, Bizans ordusunda müthiş bir panik oldu, birbirlerine girdiler.
Yaralanan İmparator deniz yoluyla İstanbul'a, can attı (1329 veyahut 1330). Bu
muharebede Orhan'ın kardeşi Pazarlu Bey de kumandan olarak bulunmuştur .
Pelekanon zaferinden sonra aynı sene içinde tekrar İznik üzerine
döndü. Artık kendisine yardım imkânın göremeyen İznik (Nikea) kumandam bazı
şartlarla teslim oldu 138. Bursa'nın zaptının müteakip halka karşı
gösterilen yumuşaklık ve teslim şartlarına riayet
edilmiş olması İznik’in tesliminde de gösterildi. Şehir ve kaleyi
teslim alan Orhan Bey, halktan arzu edenlerinin eşyalarıyla beraber gitmesine
müsaade etti ve hattâ bu müsaadekârlıkta daha ileri giderek İznik halkının
kendi tebaasından olmak ve yalnız cizye vermek şartıyla âdet ve ananelerini
muhafaza edebileceklerini ilan etti. İznik muhafızı olan Rum beyi deniz yoluyla
İstanbul'a gittiyse de halktan çoğu gitmedi. Harb sahasına yakın olduğu için
muvakkat bir müddet beylik merkezi İznik'e naklolundu.
İznik muhasarası esnasında kaledeki muhafız Rumlardan ve halktan gerek
muharebede ve gerek açlık ve hastalık vesaire yüzünden ölenlerin dul kalmış
olan kadınları İznik'te bulunan Orhan Bey'e başvurarak kendilerine bakacak
kimseleri olmadığım söylemişler, Orhan Bey bu kadınları askerlerden arzu
edenlerin nikâhla alabileceklerini ve bunlarla evlenenlerin İznik muhafazasında
bırakılacaklarını söyleyerek bunlara yeni kocalar bulunmuştur.
İznik alındıktan sonra beylik merkezi yapılmasını müteakip Orhan Gazi
bir büyük kiliseyi (Ayasofya) cami yaptı. Bir manastırı medreseye kalbedip
Yenişehir kapısı tarafında bir de imaret yaptırdı ve aynı zamanda zevcesi
Nilüfer Hatun da yine burada bir imaret ve Orhan'ın oğlu Süleyman Paşa ise medrese inşa ettirdi, diğer hayır sahiplerinin
yaptırdığı tesislerle az zamanda burası bir Türk şehri manzarası gösterdi.
Yorumlar