Osmanlıların ilk aşiret devirleri hatta beylik kurdukları zamanların
tarihi pek karışık olup eldeki malûmatın mühim bir kısmı sonradan yazılmış
eserlere dayanmaktadır. işte biz bu
bölümde bazı müdekkiklerimizin son incelemelerinden ve bunlardan başka en eski
kaynaklardan alınmak suretiyle tarihî ananelerden faydalanacağız.
Osmanlı Devletini kurmuş olan ailenin, tarihî kayıtlarla etnik
incelemelere ve geleneklere ve mevcut damgalarına göre Oğuzların sağ kolu olan Günhan kolunun Kayı boyundan oldukları tahakkuk etmiştir
Yazıcızâde'nin Selçuknâmesinden öğrendiğimize Büyük Selçuklular
1071'de Malazgirt Meydan Muharebesini
müteakip Anadolu istilâsına başladıkları sırada kendilerine bağlı
aşiretleri toplu olmayarak muhtelif tarihlerde kısım kısım Anadolu'nun
muhtelif yerlerine iskân ettikleri sırada Kayı boyunu da, bu istilâyı müteakip
yerleşme sırasında veya daha sonra—" Celâleddin Hârezmşah'm vefatını
müteakip— Anadolu'nun bazı ülkelerine yerleştirmişlerdir.
Geleneğe göre bu bölgeye iskân edilen Kayılar dörtyüz çadır halkı olup
XIV. yüzyılın ikinci yarısında reisleri Ertuğrul
Beydi.
Osmanlı hanedanına ait meçhul noktalardan birini de Ertuğrul
Bey'in babası ve nesebi meselesi teşkil etmektedir; elimizde en eski
vakayinameler bulunmadığı için uzun yıllardan beri yapılan tetkikler henüz
müspet bir netice vermemiştir; bununla beraber
Ertuğrul Bey'in babasının şimdiye kadar
tarihlerimizin kaydettikleri gibi Süleymanşah
olduğu şüpheli olup yeni araştırmalar neticesinde bunun Gündüzalp
olması ihtimal dahilinde görülüyor.
Ertuğrul Bey'in on üçüncü asrın son yansında hayatta olduğu klâsik tarihlerimizin kayıtlarından
anlaşılmaktadır; bunun Söğüt taraflarını hangi tarihte işgal ettiği belli
olmadığı gibi vefatı senesi de sarih olarak malûm değildir. Osmanlı
vakayinameleri 629 H./1231 M.
de Selçuk hududunu tecavüz eden Rum İmparatoru'na (İznik İmparatoru)
karşı Alâeddin Keykubad' ın yaptığı
sefer esnasında Ertuğrul'un, Selçuk ordusunun akıncılığını yaptığını ve Rum
ordusuna galebe edilen yere Sultanönü denildiğini ve sonra Moğolların hududu
geçmeleri üzerine Sultan Alâeddin’in hemen o tarafa gitmek üzere buradan
ayrıldığını yazıyorlarsa da böyle bir sefer ne mevcut Selçuk namelerde ve ne de
Bizans kaynaklarında vardır.
Yine Osmanlı kaynaklarına göre bu zaferi müteakip Ertuğrul Bey
Karacahisar\ daha sonra Söğüt'ü zabt etmiş ve Bilecik Rum beyini de vergiye
bağlamış ve Selçuk Sultanı da mülk olarak Söğütlü Ertuğrul Bey'e vermiştir.
Üçüncü Giyasüddin Keyhusrev (1264—1283) Cimrî vakasından sonra hududa geldiği zaman Kayı aşiretinin
beyi olan Ertuğrul Bey sultanın hizmetine varıp kendisini selâmlayarak
hediyelerini takdim etmişti. 1279 senesine tesadüf etmekte olan bu geliş
Ertuğrul'un
Uç'ta aşiret beyi olduğunu göstermektedir.
Osmanlı kaynakları Ertuğrul'un doksan yaşını geçmiş olduğu halde 680
H./1281 M. veya 687 H./1288 M. de vefat ettiğini yazarlar. Kabrinin kendisinin
zabt etmiş olduğu Söğüt'te bulunması, Kayıların o havaliye hâkim olup buraları
yurt edindiklerini sarih olarak göstermekte ve sonradan imparatorluk olan
Osmanlı devletinin çekirdeğinin Karacadağ, Söğüt ve Domaniç taraflarında olduğu
bilinmektedir. Şu halde Ankara civarında Karacadağ taraflarına
yerleştirildiklerini gördüğümüz bir kısım Kayı
aşireti Ertuğrul'un
hayatında daha batıya giderek kışlak olarak Söğüt’te ve yaylak olarak
da
Domaniç’te yerleşmişlerdi.
Yorumlar