Osman Bey'in faaliyeti esnasında Ahilik
ve Babaîlik olarak iki mühim tarikat
vardı. Ahî reislerinden olup Eskişehir civarında İtburnu mevkiinde tekkesi
bulunan Şeyh Edabalı, o havalinin en
itibarlı ve sözü geçen ulularındandı; tahsilini Mısır'da yapmış olan Edebalı'nın kızı Malhon hatunu Gazi Osman Bey almış ve bu suretle
Ahilerin nüfuzundan istifade temin etmişti. (Osmanlı
tarihleri, Edebalı'nın kızından Orhan ile Alauddin'in doğduklarım yazarlar.
Halbuki Orhan Gazi'nin 1324(724 H.) tarihli vakfiyesinde Mal Hatun Ömer Bey kaydıyla bu hanımın Şeyh Edebalı’nın
kızı olmadığı görülüyor. Edebalı'nın kızının adı Bala Hatun olup ihtimal bu
hanim yalnız şehzade Alâeddin’in validesidir. Osman Gazi oğlu Orhan'la sefere
çıkarak diğer oğlu Alâeddin’i
Yenişehir'de
bıraktığına göre bunun henüz küçük yaşta olduğu da anlaşılıyor. Mal Hatun ile
Bala Hatun'un ayrı ayrı Osman'ın zevceleri olduğu malum olup bunlardan Mal
Hatun'ın Orhan'ın valdesi olduğunu anlıyoruz. Osmanlı resmi kayıtları yanlış
olarak Orhan'ın dedesinin Edebalı olduğunu gösteriyorlar.)
Nitekim Şeyh Mahmud Gazi, Ahî Şemseddîn "ve oğlu Ahî Hasan ve
sonradan Osmanlılarda kadı, kazasker ve vezir olan Cendereli (meşhur tabiriyle
Çandarlı) Kara Halil de Ahilerden olup bunların hepsi Osmanlı beyliğinin
kurulmasında ve büyümesinde hizmet etmişlerdi.
Bazı kayıtlara göre babasından sonra Söğüt ve havalisinin kendisine iktâ edildiğine dair
Selçuk hükümdarı Giyasüddin Mesud tarafından 1284 de Osman beye bir ferman
gönderilmiş ve 1289 tarihinde de İnönü ve Eskişehir'in ilhakıyla elindeki
yerlere Uç beyi olduğu bildirilmiş.
Eğer böyle bir ferman yollanmış ise Osman
Bey Aşiret beyliğinden Uç beyliğine geçmiş demektir.
Osman Bey'in komşuları olan Rum beylerinin en
kuvvetlisi İnegöl beyi idi; hatta aşiret beyi Samsa Çavuş bunun şerrinden
bulunduğu yeri bırakarak Mudurnu taraflarına çekilmişti;. Osman Bey ilk olarak
bu kuvvetli hasmı ile çarpıştı ise de muvaffak olamadı ve biraderi
Sarubatı'nın oğlu Bay Hoca'yı şehid verdi. Bundan sonra yine İnegöl
beyi ve müttefiki olan Karacahisar beyi ile Domaniç civarında muharebe eden Osman Bey bu defa da harpte
kardeşlerinden Sarubatı veya Gündüzalp'i
kaybetti ise de harbi kazandı ve düşman kuvvetleri kumandanı olan Karacahisar
beyinin kardeşi Latos da mücadelede maktul düştü. Rivayete göre bu iki vaka
1287, 1288 senelerinde olmuştur.
691 H./1291 M. de Osman Bey Eskişehir civarında Karacahisar
(Melanciya)ı aldığı gibi daha sonra Mudurnu taraflarındaki Samsa
Çavuş ve kardeşi Sulamış ile de görüşerek kendisiyle teşrik-i mesai etmiş olan
Harmankaya Rum beyi Köse Mihal da beraber olduğu halde Sakarya vadisindeki
Sorkun, Taraklı, Göynük taraflarına akın yaptılar.
(Belekoma) beyinin oğluna verilecek olan Yarhisar beyinin kızını esir alarak
oğlu Orhan'a nikahlamıştır (1299). Osman Bey bundan sonra Turgut Alp'i
göndererek İnegöl kalesini muhasara ettirdi ve arkasından kendisi de gelerek
burasını da aldı (1299).
Bu 1299 senesinde Anadolu Selçukîleri tarihinde görüldüğü üzere
îlhanîlere karşı yapılan Sulamış isyanı ve bu isyan sebebiyle III. Alâeddin
Keykubad'ın kaçması üzerine ortada bir baş
bulunmamasından dolayı Osman Bey daha serbest harekete başladı.
İpekçilik ve dokuma ve demir madenleriyle meşhur olan Bilecik'in alınması mühim
bir başarı olduğundan faaliyetine devam etmek üzere Osman Bey Uç beyliği
merkezini buraya nakletti.
Osman
Bey kuvvetleri daha sonra Bursa Yenişehirine yakın olan Köprühisar’ı aldılar;
bunu müteakip İznik'in zabtı düşünülerek muhasarasına başlandığı sırada burayı
kurtarmak için Bizans'tan kuvvet gelmekte olduğu duyulunca muhasara kaldırılmış
ve bu kuvvetler Dil iskelesine çıkarılan Bizans kuvvetleri üzerine akın
yapmışlarsa da bir netice hasıl olmamıştı; lâkin İznik’in zabtına doğru bir
adım olmak üzere Yenişehir tarafı alınarak orayı Yenişehir adıyla bir Türk
şehri kurulmuş ve harb sahasına yakın olmak üzere burası karargâh yapılmıştır
(701 H./1301 M.). Bundan başka İznik yakasına yapılan bir kale ile de burası
bir dereceye kadar göz altına alınmıştır.
Yorumlar