İlk fütuhatı yapanlar aşiret kuvvetleri olup hepsi de atlı idiler. Bu
kuvvetler uzun zaman muhasara hizmetlerinde kalamadıklarından dolayı
muvaffakiyetler gecikiyordu; her zaman vaktinde muharebeye gelemeyen bu
kuvvetlerin yerine Türk gençlerinden daimî ve esaslı yaya ve atlı kuvvetlerinin teşkili tekarrür etti ve hemen faaliyete
geçildi. Bu fikri ilk defa olarak meydana koyan ve tatbikatına da memur edilen
Bursa kadısı Çandarlı Kara Halil idi. Alınacak atsız askere yaya ve atlı askere
de müsellem denildi.
Tertip edilen program üzere harbe yarar güçlü kuvvetli ileri olan Türk
gençlerinden atlı ve yaya olarak ilk defa biner kişi alındı. Bunlar muharebe
zamanlarında evvelâ birer ve daha sonra ikişer akçe gündelik ile hizmet
edecekler ve muharebe olmadığı zamanlarda ise kendilerine gösterilen toprakları işleyip vergilerden muaf olacaklar
ve kendilerine verilen arazinin hazineye verilmesi lâzım gelen Öşrü kendilerine
bırakılacaktı. Bu askerî hizmete tayin edilenlerin miktarı tertip edilen
kadroyu çok geçtiğinden bunların nöbetle sefere gitmeleri ve sefere gidenlere,
gitmeyenlerin yamak olmaları ve onlara seferden dönünceye kadar muayyen harçlık
vermeleri kanun oldu.
Yaya askerler onar, yüzer kişilik manga ve bölüklere ayrıldılar. On
kişiye onbaşı ve yüz kişiye yüzbaşı zabitler tayin edildi, bin mevcutlu
kuvvetin kumandanına da binbaşı ismi verildi. Bu kuvvetler daha sonraları
ihtiyaca göre arttırıldı.
Müsellem denilen bin kişilik süvari kuvvetinin de otuz neferi bir ocak
itibar olunmuştu; içlerinden beş neferi nöbetle muharebeye giderdi.
İşte piyadelerine yaya ve atlılarına müsellem adı verilmiş olan bu Türk kuvvetleri Kapıkulu ocaklarının teşkiline kadar elde edilen muvaffakiyetlerde başlıca âmil olmuşlardı. Daha sonraları bunların bilfiil harbe iştiraklerine lüzum kalmayınca ordunun geri hizmetlerinde kullanılmışlardır. Bu suretle yaya ve müsellem teşkilâtının Pelekanon muharebesi ve İznik fethinden evvel yapılmış olduğunu gösteren kayıtlar mevcuttur.
Yorumlar