Cem
Sultan’la Kasım Bey'in Müzakereleri
Cem Sultan ile Karaman oğlu Kasım Bey, Şayet muvaffak olamayıp kaçmak
lâzım gelirse müzakereleri ne tarafa gitmeleri îcabettiğini görüştükleri sırada
Kasım Bey, şehzadeyi deniz yoluyla Rumeli taraflarına sevk etmek arzusunu
gösterdi. Bundan maksadı da Bayezid, Rumeli'de Cem'le meşgulken o da padişahla
anlaşarak hiç olmazsa bir kısım Karaman ülkesine hâkim olmaktı. Halbuki Cem'in
maksadı Akkoyunlu hükümdarının yanına gitmekti; fakat Kasım Bey'in teklifini
arzusuna daha uygun buldu ve kendi adamlarından Frenk Süleyman adında birisini Rodos şövalyeleri reisine yollayarak
yardımını istemişti. Cem Sultan daha evvel yani babasının sağlığında Karaman
valisi iken ve Rodos muhasarasından evvel Şövalyelerle bilvasıta temas etmiş
olduğundan dolayı aralarında tanışıklık vardı.
Cem'in
Şövalyeleri İlticası
Cem'in Rodos'a göndermiş Süleyman vasıtasıyla oradan haber gelmeden
evvel yakalanmaktan korkarak Kasım Bey'in tavsiyesiyle deniz sahiline çekilmeyi
muvafık buldu. Filhakika Hersekzâde kuvvetlerinin tazyikiyle Cem Taşili'nde
durmağa muvaffak olamadı ve 16 Temmuz 1482'de otuz kadar maiyetiyle Kerküs veya Korkos
limanına inerek sahildeki bir gemiye
bindi ve üçüncü günü Frenk Süleyman'ın Şövalyelerden aldığı üç gemi Anamur
limanına gelmiş olduğundan o gemilere geçerek üç gün sonra 26 Temmuz
Pazar günü Rodos adasına geldi. Rodos adasında Şövalyelerin reisi Pierre
d'Aubusson, Cem Sultanı karşıladı ve
lâzım gelen ihtiramı gösterdi.
geçmek isteyen Cem'in Avrupa yoluyla geçirilmesi de onun Rumeli'ye
nakli arzularına bir oyalama teşkil edecekti. Hakikatte ise bu nakil işi para
çekmek için Şövalyelerin elinde önemli bir gelir vasıtası olacak ve bu geliri
temin için Cem Sultan, Osmanlılara karşı güzel bir silâh olarak kullanılacaktı.
İşte Cem Sultan, Fransa'ya nakledildikten sonra Macaristan yoluyla
Rumeli'ye geçirilmek vadiyle avutulup otuz kadar maiyeti ve Rodos'tan satın
aldığı Türk emirleriyle beraber Fransa'ya yollandı. Şu halde Cem Sultan
Rodos'ta, beş hafta kadar kalmıştı. Hükümdar olduğu takdirde Şövalyelerle imzalanan
ahidnâme daimî surette sulh halinde yaşayarak onlara ticaret serbestisi
vereceğini ve Türklerin ellerindeki esirlerden her sene üç yüz kişinin satın
alınmasına müsaade edeceğini ve Şövalyeleri tuz resimlerinden
muaf
kılacağını ve kendisine yapılan masrafa mukabil yüz elli bin altın vereceğini
muntazamım bir ahidnâme vermişti.
Yorumlar